Pulsating Leaf

Otizm ve Beslenme

Otizm Nedir?

Otizm veya otizm spektrum bozukluğu (OSB), sosyal beceriler, tekrarlayan davranışlar, konuşma ve sözsüz iletişim ile ilgili zorluklarla karakterize edilen geniş semptomların yelpazesini ifade eder.

Otizmin gelişimini çeşitli faktörler etkileyebilir ve genellikle duyusal hassasiyetler ve gastrointestinal (GI) bozukluklar, nöbetler veya uyku bozuklukları gibi tıbbi sorunların yanı sıra anksiyete, depresyon ve dikkat sorunları gibi zihinsel sağlık sorunları daotizme eşlik eder.

Hazırlayan: Diyetisyen Damla Türkay

 

Otizm ve Beslenme

Otizm belirtileri genellikle 2 veya 3 yaşında ortaya çıkar. Otizme bağlı bazı gelişim gecikmeleri daha da erken ortaya çıkabilir ve sıklıkla 18. ay gibi erken bir sürede teşhis edilebilir. Araştırmalar, erken müdahalenin otizmli çocuklar için yaşamın ilerleyen dönemlerinde olumlu sonuçları beraberinde getirdiğini göstermektedir. (1)

2020'de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC),otizm prevelans raporunu yayınlamıştır. Rapor, otizmin yaygınlığının her 54'te 1'e yükseldiği sonucuna vardı. 2004 yılında 125'te 1 olan oranın iki katı şeklinde otizm prevelansında artış gözlenmiştir. (2)

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) Belirtileri:

OSB'li kişiler sosyal iletişim ve etkileşim, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlarda zorluk yaşarlar.

Otizmli bireyler aşağıdaki davranışlara sahip olabilir:

  • Diğer insanlarla iletişim kurmak ve etkileşim kurmakta zorlanmak
  • Diğer insanların nasıl düşündüğünü veya hissettiğini anlamakta zorlanmak
  • Parlak ışıklar veya yüksek sesler gibi stresli veya rahatsız ortamlarda huzursuzlanmak
  • Tanıdık olmayan durumlar ve sosyal olaylar hakkında endişelenmek veya üzülmek
  • Bilgiyi anlamakta zorlanmak
  • Aynı şeyleri tekrar tekrar yapmak veya düşünmek

Otizmin Nedenler ve Risk Faktörleri

Araştırmacılar OSB'nin birincil nedenlerini bilmiyorlar, ancak araştırmalar, bir kişinin genlerinin, OSB'ye yol açacak şekilde gelişmesinin çevresel faktörlerle birlikte hareket edebileceğini gösteriyor. OSB geliştirme olasılığının artmasıyla ilişkili bazı faktörler şunlardır:

  • OSB’li bir kardeşe sahip olmak
  • Geç yaşta çocuk sahibi olmuş ebeveynlerinin olması
  • Belirli genetik koşullara sahip olmak (Down sendromu veya Fragile X sendromu gibi)
  • Çok düşük doğum ağırlığına sahip olmak
  • Metabolik dengesizlikler
  • Ağır metallere ve çevresel toksinlere maruz kalma
  • Annede viral enfeksiyon öyküsü

Otizmi teşhis etmek için hangi testler kullanılır?

  • Tarama testleri
  • Genetik testleri
  • Değerlendirmeler (3)

Otizm bir hastalık değildir!

Otizmli olmak, bir hastalığınız olduğu anlamına gelmez. Bu, beyninizin diğer insanlardan farklı bir şekilde çalıştığı anlamına gelir.

Tedaviler ve Terapiler

OSB tedavisi tanıdan sonra mümkün olan en kısa sürede başlamalıdır. OSB için erken tedavi önemlidir, çünkü uygun bakım ve hizmetler bireylerin semptomlarını azaltırken yeni beceriler öğrenmelerine ve güçlü yanlarını geliştirmelerine yardımcı olabilir.

OSB'li kişiler çok çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalabilirler, bu da OSB için tek bir en iyi tedavi olmadığı anlamına gelir. Bir sağlık profesyoneli ile çalışmak, doğru tedavi ve hizmet kombinasyonunu bulmanın önemli bir parçasıdır.

İlaç Tedavisi

Bir sağlık profesyoneli, belirli semptomları tedavi etmek için ilaç reçete edebilir. İlaçla, OSB'li bir kişi aşağıdaki semptomlarla daha az sorun yaşayabilir:

  • Sinirlilik
  • Saldırganlık
  • Tekrarlayan Davranış
  • Hiperaktivite
  • Dikkat Sorunları
  • Kaygı ve depresyon

Davranışsal, Psikolojik ve Eğitimsel Müdahaleler

OSB'li kişiler, davranışsal, psikolojik, eğitimsel veya beceri geliştirici müdahaleler sağlama konusunda uzmanlaşmış bir sağlık profesyoneline sevk edilebilir. (4)

Otizm Tedavisinde Beslenme

Otizmli Çocuk Beslenmesinde Tedavi Yaklaşımları:

Otizmli çocuklarda ciddi bağırsak geçirgenliği olması sebebiyle ve beslenmede çok seçici olmalarının sonucu olarak, pek çok vitamin ve mineral eksikliği yaşadıkları bilinmektedir. Beslenme ve OSB arasındaki bağlantı, yeni bir bakış açısı sağlamış ve beslenmenin OSB etyolojisinde rol oynayabileceğini ve semptomları hafifleterek tedavide etkin rol oynayabileceğini gösterilmiştir.

Otizm tedavisine yönelik beslenme desteği konusunda çeşitli tedavi yaklaşımları denenmektedir. Uygulanan bu tedavi yaklaşımları arasında Glutensiz-kazeinsiz Diyet, ketojenik diyet, Özel Karbonhidrat Diyeti, Feingold diyeti, Candida Vücut Ekoloji Diyeti, Eliminasyon Alerji Diyetleri yer almaktadır. Ayrıca vitamin mineral destekleri, probiyotik, yağ asitleri takviyesi gibi yardımcı tedaviler de uygulanmaktadır.

1) Glutensiz-Kazeinsiz Diyet:

Gluten ve kazein içeren yiyeceklerin istenmeyen şekilde çökmesiyle oluşan opioid peptitlere bağlı olarak, otizmlilerde bazı semptomların oluşabileceği hipotezi kurulmuştur. ‘Geçirgen bağırsak sendromu’ olarak bilinen artmış bağırsak geçirgenliği, endojen opiat sistemini ve sinir sistemini etkileyerek, bu peptitlerin bağırsak zarına, kan dolaşımına, kan beyin bariyerine geçişine izin vermektedir. Opioidin aşırı artmasının, otizmde oluşan davranışlara neden olduğu ve bu maddelerin diyette azalmasına bağlı olarak otistik davranışlarda iyileşmeler olduğu düşünülmektedir.

2) Ketojenik Diyet

Otizm ve epilepsi arasındaki ilişki karmaşık olsa da, otizmli bireyler, normal gelişmekte olan bireylere kıyasla epilepsiye 3 ila 22 kat daha yatkındır. Otizmli bireylerin yaklaşık % 25'i, yaşamlarının bir noktasında epilepsi nöbeti geçirmektedir.

Ketojenik diyet, epilepsi nöbetlerinin sayısını ve şiddetini azaltmak için terapötik bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Zihinsel duruma bağlı davranışlar ve hiperaktivite için olumlu etki yaptığı da görülmüştür. Klasik ketojenik diyette yağ, enerjinin büyük kısmını oluşturmakta, böylece vücut enerji kaynağı olarak yağı kullanmaya zorlanmaktadır. Protein günlük gereksinimin minimum kısmını oluştururken karbonhidratlar ciddi şekilde sınırlandırılmaktadır.

3) Özel Karbonhidrat Diyeti

Özel Karbonhidrat Diyeti’nin temel amacı, hasar görmüş bağırsak duvarlarını ve bakteri üremesini kontrol altına almaktır. Aynı zamanda bağırsak patojenlerinin beslendiği karbonhidrat türlerini kısıtlamak ve böylece barsak mikrobiyatasını düzeltmektir. Bu diyet fermente besinlerin, özellikle ev yapımı yoğurtların ve probiyotiklerin kullanımını da teşvik etmektedir ve nişastaları yasaklamakta ve esas olarak et, tavuk, balık, yumurta, sebze, taze meyve ve yağlı tohumlardan oluşmaktadır.

4) Feingold Diyeti

Fenol, aromatik / benzen halkasıyla organik ve salisilatlarda doğal olarak bulunan ve yapay katkı maddelerinde bulunan ve kimyasal olarak üretilen bir bileşiktir. Renklendirici ve koruyucuların ise çocuklarda hiperaktiviteye neden olabildiği bildirilmiştir. Fenol sülfür transferaz (PST) enzimindeki bozukluk nedeniyle otistik çocukların diyetinden, renklendirici ve koruyucu içeren bu besinlerin veya domates gibi doğal salisilat içeren besinlerin çıkarılmasının olumlu etki yaptığı bildirilmiştir.

5) Candida Diyeti

Candida albicans, maya benzeri bir mantar olup, özellikle bağışıklığı baskılanmış bireylerde enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Candida albicans'ın aşırı artışı, otizmli çocuklarda görülen konsantrasyon bozukluğu, saldırganlık ve hiperaktif davranışlar gibi sorunlar ile ilişkilendirilmiştir. Bunun yanı sıra; baş ağrısı, mide sorunları, gaz, yorgunluk veya depresyon ile de ortaya çıkabilmektedir. Bu diyet; gluten ve süt ürünlerini içermez. Diyette sadece kinoa, karabuğday ve amarant (düzgünce ıslatıldığında) gibi birkaç besinin tüketimi serbesttir.

Candida tedavi protokolündeki ajanlar;

  • Sarımsak
  • hindistancevizi meyvesi ve yağı
  • çay ağacı yağı
  • kekik yağı (oreganum)
  • elma sirkesi

Candida diyeti yasakları;

  • tüm endüstriyel ve doğal şekerler (meyve ve kurumeyve dahil)
  • süt ve süt ürünleri
  • tahıllar
  • kurubaklagiller • turşu • fermente / işlenmiş et ürünleri

 6) Eliminasyon Diyeti

Otizmli çocukların çoğu birtakım besin hassasiyetlerine sahiptir ve sindirim ve bağışıklık sisteminde anormallikler vardır. Sindirilmeyen karbonhidrat veya aminoasitler bağırsakta yararlı bakterilerin bu öğelere reaksiyon göstermesine yol açmaktadır. Bu nedenle eğer çocukta herhangi bir besin alerjisi veya intoleransı olduğu düşünülüyorsa gerekli testler yapılarak sorunun belirlenmesi önerilmekte ya da şüphelenilen besinin 3 haftalığına çıkartılması ve aynı besin diyete tekrar eklenerek alerjik semptomların meydana gelip gelmediğinin gözlenmesi gerekmektedir. (5)

 

 

Hazırlayan: Diyetisyen Damla Türkay

Yorum yapın

Yorumların yayınlanabilmesi için onaylanması gerektiğini lütfen unutmayın