Beslenme Trendleri Gerçekten Etkili mi?
Paylaş
Sosyal medyada karşımıza çıkan çeşitli beslenme trendleri var. Pek çok kişi de bu trendleri uygulamaya çalışıyor. Instagram paylaşımlarından YouTube videolarına kadar birçok platformda ‘mutlaka deneyin’ başlığıyla karşımıza çıkan bu uygulamalar gerçekten işe yarıyor mu?
Bazı uygulamalar faydalı olsa da soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Bu yazımızda, beslenme trendlerinden 4 tanesini inceleyeceğiz: chialı su içmek, sirkeli su içmek, aç karnına kefir içmek ve matcha tüketmek. Bu trendlerin potansiyel etkilerine yakından bakacağız.
1. Chialı Su İçmek
Chia tohumu, lif açısından son derece zengin bir besindir. Suyla temas ettiğinde jelimsi bir yapı oluşturur ve hacmini artırır. Chialı su içmek, özellikle tokluk hissi sağlamak ve bağırsak hareketlerini düzenlemek amacıyla tercih edilmektedir. Omega-3 yağ asitleri bakımından da zengin olan chia tohumu, kalp sağlığını da destekleyen bir besindir. Bu etkiler, düzenli ve dengeli bir beslenme ile anlam kazanır. Sadece chialı su içerek kilo vermek ya da sindirim sistemini tamamen düzenlemek maalesef mümkün değildir.
Bir de chialı su içmenin faydalarını görebilmek için yeterli miktarda su tüketmek gerekir. Çünkü yetersiz sıvıyla tüketilmesi durumunda sindirim sorunlarına yol açabilir.
2. Sirkeli Su İçmek
Elma sirkesi, son yıllarda özellikle sabah aç karnına suya katılarak içilmesiyle gündeme gelmiştir. Sindirimi kolaylaştırdığı, insülin direncini düşürdüğü ve zayıflamaya yardımcı olduğu söylemleri popülerliğini artırmıştır.
Bazı bilimsel çalışmalar, elma sirkesinin yemek sonrası kan şekeri yükselmesini yavaşlatabileceğini ve mide boşalmasını geciktirerek tokluk hissini uzatabileceğini göstermektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır. Sirkeli su asidik yapısıyla mideyi tahriş edebilir. Reflü ve gastrit gibi sorunları tetikleyebilir. Bu nedenle sirkeli su tüketmek isteyen bireylerin bunu kontrollü şekilde yapması önerilmektedir. Kilo verme ya da detoks etkisi beklentisiyle yüksek miktarda tüketmek yarardan çok zarar verebilir.Ş
3. Aç Karnına Kefir İçmek
Kefir, fermente süt ürünleri arasında en değerli olanlardan biridir. İçeriğindeki zengin probiyotikler sayesinde bağırsak florasını dengeler. Sindirim sistemini destekler ve bağışıklık üzerinde olumlu etkiler sağlar. Aç karnına kefir içmenin amacı ise bu probiyotiklerin mide asidinden daha az etkilenerek bağırsaklara ulaşmasını sağlamaktır.
Bilimsel olarak kefirin düzenli tüketimi birçok fayda sağlasa da aç ya da tok karnına içmenin etkileri konusunda net bir görüş birliği yoktur. Bazı bireylerde aç karnına tüketildiğinde daha rahat sindirilirken bazı kişilerde mide rahatsızlığı yaratabilir.
4. Matcha İçmek
Matcha, Japonya kökenli toz haline getirilmiş yoğun yeşil çaydır. Antioksidan açısından zengin olan bu içecek, özellikle EGCG (epigallokateşin gallat) içeriğiyle hücresel hasarı önleyici etki gösterebilir. Aynı zamanda içerdiği kafein ve L-theanine sayesinde odaklanmayı artırır ve sakin bir uyanıklık hali sağlar. Ayrıca bazı araştırmalar matchanın metabolizmayı hafifçe hızlandırabileceğini ve yağ yakımını destekleyebileceğini göstermektedir.
Tüm bunlarla birlikte yüksek kafein içeriğinden dolayı çarpıntı, anksiyete ya da uyku sorunları gibi yan etkiler gözlemlenebilir. Günde 1 fincanla sınırlandırmak ve yatmadan önce tüketmemek bu açıdan önemlidir.
Bu Trendler Ne Kadar Gerçekçi?
Popüler beslenme alışkanlıkları her ne kadar zaman zaman bilimsel verilerle desteklense de bu alışkanlıkların sosyal medya ve internet üzerinden çoğu zaman eksik ya da yanlış bilgilerle yayıldığı unutulmamalıdır.
‘Chialı su zayıflatır, sirke detoks etkisi yapar, matcha mucize bir antioksidandır’ gibi genellemeler bu ürünlerin potansiyel faydalarını abartılı şekilde sunarak gerçeği çarpıtabilir. Bu tür uygulamaların -bilimsel temellere dayansa bile- tek başına bir sağlık mucizesi yaratması beklenmemelidir.
Örneğin, düzenli olarak işlenmiş gıdalar tüketen, hareketsiz bir yaşam süren, yeterince su içmeyen ve düzensiz uyuyan bir birey için sabah aç karnına içilen bir bardak sirkeli su ya da matcha çayı sağlığı anlamlı şekilde iyileştirmeyecektir. Bu alışkanlıkların etkili olabilmesi için beslenme, uyku, stres yönetimi ve fiziksel aktivite gibi temel unsurlar da göz önünde bulundurulmalıdır.
Unutulmamalıdır ki:
- Tek bir besin ya da alışkanlık, genel sağlığı dönüştürmeye yetmez. Örneğin matcha çayı antioksidan içeriyor diye günde üç fincan matcha içip sebze-meyve tüketmeyen birinin antioksidan ihtiyacı karşılanmış olmaz. Aynı şekilde, probiyotik kaynağı olarak kefiri düzenli içen biri prebiyotik besinler (lif içeren sebzeler, tam tahıllar vb.) tüketmiyorsa bağırsak sağlığı desteklenmiş sayılmaz.
- Bu tür uygulamalar kişiden kişiye farklı etkiler göstermektedir. Her bireyin genetik yapısı, sindirim sistemi özellikleri, metabolik hızı ve sağlık durumu farklıdır. Chia tohumu bazı kişilerde sindirimi düzenleyip tokluk sağlarken bazı bireylerde gaz ve şişkinliğe neden olabilir. Sirke, insülin direncine katkı sağlayabilirken mide hassasiyeti olan biri için rahatsızlık verici hale gelebilir. Aynı durum kefir ve matcha için de geçerlidir.
- Kronik hastalığı veya düzenli ilaç kullanımı olan kişiler, her yeni alışkanlığı hekim ya da beslenme uzmanı eşliğinde değerlendirmelidir. Özellikle diyabet, hipertansiyon, gastrit, reflü, böbrek hastalıkları gibi kronik durumlar söz konusuysa beslenme alışkanlıklarının ilaçlarla etkileşime girip girmediği ya da mevcut durumu kötüleştirip kötüleştirmediği mutlaka araştırılmalıdır. Mesela sirkeli su bazı tansiyon ilaçlarının etkisini değiştirebilir.
Sonuç olarak baktığımızda popüler beslenme trendlerini bilinçli şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Sosyal medyada dolaşan öneriler zaman zaman gerçek bir ihtiyacı karşılıyor gibi görünse de durum böyle değildir. Verilen önerilerin sizin özel koşullarınıza uygun olup olmadığına bakmalısınız. Sağlık dediğimiz şey küçük alışkanlıkların sürdürülebilmesiyle korunur ve geliştirilir. Bu yüzden tek bir uygulamaya mucizevi anlamlar yüklemek yerine o uygulamayı doğru ve bilinçli şekilde değerlendirmek gerekir.